11 Ağustos 2008 Pazartesi

MACERA DOLU AMERİKA 3!

Evet sonunda o kadar evrak ve tantanaya değdi. Aldık vizelerimizi. Şimdi sıra en ucuz uçak biletini bulabilmekte. 13 Eylülde Amerika'ya uçuyoruz!

Günlerdir doldurulan formlar, iş yerinden alınan evraklar, çekilen en komik vesikalık fotoğraftan sonra Umut'la birlikte bu sabah İstinye'de ki Ameikan Baş Konsolosluğun da ki randevumuz için yollara düştük. Amerika vizemizi alıp alamayacağımız konusunda hiç bir fikrimiz yoktu. İlk kez Amrerika vizesine başvuruyorduk ve karşılacağımız kolaylıklar ve zorluklardan habersizdik. Şunu belirtmeliyim ki her şey çok ama çok düzenli işliyor. Bu güne kadar yaptırdığım resmi işlemler arasında en düzenli ve en sistematik olanı Amerika vizebaşvurusu deneyimimdi.

Konsoloslukta sıkı bir güvenlik hakim. İçeriye cep telefonu ve çanta almadıklarını söyleseler de bugün anladık ki böyle bir kural yok!

Kapıda sizi bir görevli karşılıyor, ardından adını soyadınızı ve randevu saatinizi söylüyorsunuz. Bunlar kontrol edildikten sonra konsolosluğun dış kapısında başka bir görevli ile yine aynı şekilde bir konuşma yapıp konsolosluğun kapısından giriş yapabilmek için bekliyorsunuz. Sonra sizi ikişer ikişer içeri alıyorlar. Güvenlik kontrolünden geçtikten sonra bir koridordan geçiyorsunuz ve ardından bir görevli tarafından evraklarınız kontrol ediliyor. Evraklar tamamsa görevli sizi asansöre yönlendiriyor. Asansör ile birinci kata çıkıp vize başvuru oklarını takip ediyorsunuz. Ve karşınızda vize başvuru ofisi! Karşınıza çıkan ilk görevli tekrar evraklarınızı kontrol edip randevu saatinize göre size bir sıra numarası veriyor. İçerde beklerken numaranız yanıyor ve 10 tane gişeden birine çağırılıyorsunuz görevli ile aranızdaki kalın camdan mikrofonla konuşup pasaportunuzu ve başvuru formunuzu teslim ediyorsunuz. Vize başvuru ofisinin dışında ki bekleme koltuklarında yaklaşık yarım saat bekletildikten sonra ilk aldığınız numara ile sizi içeri çağırıyorlar. Bu sefer sıra parmak izi vermekte. Benim gibi parmalarınız ince ve narin yapılıysa baş parmak izleri vermek biraz zor olabiliyor ve bu zorluktan görevli pek hoşlanmayarak size çabuk olmanızı söyleyebiliyor. Sonrasında mülakat için tekrar beklemeye alınıyorsunuz. Sıra mülakatta görevli kibar ve güler yüzlü size aklına takılan soruları soruyor. Kalacağınız kişi yada otel, daha önce aldığınız vizeler, çalıştığınız iş yeri, okulunuz gibi. Bana sorulan sorularla Umut'a sorulan sorular farklı idi. Görüşme, mülakatı yapan kişi ile aranızda kurduğunuz iletişime kılık kıyafetinize ve verdiğiniz izlenime göre değişiyor.

Kısaca ye kürküm ye dünyası:)

Konuşmanın sonunda görevli size "Vizenizi onayladım", "Have a nice trip", "Good flight to USA" gibi vizenizi onayladığına dair cümleler kuruyor. Görüşmeyi İngilizce yada Türkçe yapmanız başvuru sonucunuzu etkilemiyor. Sonunda görevli sizi UPS standına yönlendirilerek vize verilen pasaportunuzun tarafınıza iki en geç üç iş günü içinde ulaştırılabilmesi için gerekli işlemleri yapmanızı sağlıyor. UPS için ödemeyi bu işlem sırasında yaparsanız 9 YTL eğer pasaport size teslim edildiğinde yaparsanız 11 YTL ödüyorsunuz. Teslimat sırasında ödeme yaparsanız ödemeyi kredi kartı ile yapma şansınızda var. Bu işlemler bittikten sonra yüzünüzde ki gülümsemeyle geldiğiniz yoldan konsolosluğu terk ediyorsunuz. Tabi benim gibi şaşkınlıktan en çok sevdiğiniz güneş gözlüklerinizi konsoloslukta unutmayın geri dönmek biraz zor oluyor:)

13 Eylülde Amerika'ya uçuyoruz.....

Hiç yorum yok: