30 Ağustos 2008 Cumartesi

MACERA DOLU AMERİKA 4!

Sonunda gidiyoruz...

Uçak biletleri alındı. Yolculuk programı yapıldı. 13 Eylül sabahı Roma üzerinden Atlanta ve Anlata üzerinden San Diego.

Programımızı yaparken ve uçak biletlerimizi alırken en çok www.priceline.com ve www.orbitz.com bize çok yardımcı oldu.

En uygun uçak biletini Orbitzden bulduk. Amerika içi uçuşlar ve kalacak otellerimiz ise pricelinedan.

San Diego Los Angelas arası araçla iki buçuk saat sürüyormuş. Tren seyahati ile de üç saat. Californiya eyaletinde tren kullanmak istiyorsanız www.amtrak.com dan alıyorsunuz biletlerinizi. Trenler çok konforluymuş. Deneyip göreceğiz.

San Diego Las Vegas arası da araba ile yaklaşık beş saat sürüyormuş. Biz önce uçakla San Franciscoya oradan da Las Vegas'a gideceğiz.

Bu programın içinde "Sanal Tüccar" olarak röportajını da yayınladığım sevgili dostum Halil Özel'in de yanına uğrayıp 37 adet Starbucks'ı olan Fresno'yu da ziyaret edeceğiz.

Oradan Halil ile birlikte Yosemiti de ki National Park ta bir gece kamp yapmak üzere yola çıkacağız. Fresno Yosemiti arası arabayla iki saat sürüyormuş. Yosemiti de ki bu kamp maceramızı ayılar bizi yemez ise sizlerle paylaşacağım. (http://www.nps.gov/yose/planyourvisit/scarebears.htm)


Programramdan ve görülecek yerlerden kısa notlar:

LOS ANGELAS

VENICE BEACH
HOLLYWOOD
SANTA MONICA
MALIBU SAHILIBEVERLY HILLS

SAN DIEGO

ZOO
WILDLIFE ZOO
SEA WORLD
BALBOA PARK

SAN FRANCISCO

ALCATRAZ
FINANCIAL DISTRICT DOWN TOWN
CHINA TOWN

LAS VEGAS

28 Ağustos 2008 Perşembe

www.gift4biz.com


Geri Sayım Başladı!


12 Eylül 12:00'da Açılıyor.


Çalışma hayatının temposu içinde olanlara yıl boyunca isminize özel hediye paketlerini masanıza getirelim ve bunun için hiç bir ücret ödemeyin felsefesiyle ortaya çıkan fikrimiz http://www.gift4biz.com/ için geri sayım başladı.


Ekip olarak zorlu bir çalışma dönemindeyiz. Bu çalışmadan çok zevk alırken geri dönüşlerin çok olumlu olması bizlerin çalışmalarının boşa olmadığını gösteriyor.


Heyecanla sitenin açılacağı günü bekleyen plaza çalışanları şimdiden bizlere mail atmaya ve sorular sormaya başladılar bile!



15 Ağustos 2008 Cuma

Kuru Fasülyeci Kanaat Lokantası




Umut'la Temmuz ayında ilkini gerçekleştirdiğimiz 2incicumartesi gezilerimizin ikincisini geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirdik. Çok yakın bir zaman sonra bu gezilerin blogunu da sizlerle paylaşıyor olacağım.


Neyse konumuza geleyim! Bu gezimiz sırasında birde konuğumuz vardı. Umut'un baldızı İrem! Umut ve Baldızı çok iyi anlaşan bir ikili. İki kafadar bu gezi öncesinde kurufasülye yemeği kafalarına koymuşlardı. Açıkcası bende çok uzun zamandır kurufasülye yemiyordum, bu teklif benimde hoşuma gitmişti.
Öğlen soluğu Umut'un daha önce yurt dışından gelen misafirlerini gezdirirken keşfettiği Süleymaniye Camisi'nin hemen karşı köşesinde ki Kuru Fasülyeci Kanaat Restoran'da aldık. Bu sempatik esnaf lokantasının sahibi Adnan Akyıldırım. Restoran senelerdir bir çok misafir ağırlamış. Bu misafirler arasında yerli yabancı turistler ve esnafın dışında ünlü simalardan tutunda devlet büyüklerimize kadar bir çok önemli misafirde yer almış.




Hayatım boyunca yediğim en güzel kuru fasülyeyi yedim dersem abartmış olmam sanırım. Gerçekten sunum olarakta lezzet olarakta bir harikaydı herşey. Hepimiz karnımız tok sırtımız pek restorandan ayrıldık.









Our Golden Songs Vol2


Bayıldım........


Our Golden Songs Vol1 olarak 2007'nin sonunda Balet yapımcılık tarafından piyasaya çıkan en sevdiğim şarkıların bir albümde toplandığını düşünürken yanılmışım çünkü yeni piyasaya çıkan Our Golden Songs Vol2 ilkinden çok daha fazla benim sevdiğim parçalarla dolu. İlk albümde olduğu gibi ikinci albümde iki cd den oluşuyor.


Hiç sıkılmadan aylarca dinlediğim ilk albüm gibi bu albümde aylarca dinleyeceğim ve herkesin arşivinde bulunması gerektiğini düşündüğüm bir albüm.


Our Golden Songs Vol2 de hangi parçalar yok ki!


CD 1: 1. Demis Roussos / Far away 2. Nana Mouskouri / Milisse Mou 3. Fairuz / Ka'an Azzaman 4. Ilan & Ilanit / Ve'Shuv Itchem 5. Lolita / Amor Amor 6. Dalida / Concerto Pour Une Voix 7. Michael Fugain & Le Big Bazar / Une Belle Hstoire 8. Enrico Macias / Solenzara 9. Matt Monro / All Of A Sudden 10. Joe Dolan / Make Me An Island 11. Doris Day / Perhaps Perhaps Perhaps 12. Los Panchos / Cae La Nieve 13. Paul Mouriat Orch / Toccata 14. Mina / Senza Fiato 15. Tony Cucchiara / Se Vuoi Andare Vai 16. Johnny Doreşşi / Mamy blue 17. Sergio Enrigo / Canzone Per Te 18. Erol Büyükburç / Little LucyCD 2: 1. Mina / Mi Mandi Rose 2. Iva Zannichi / Ciao Cara Coe Stai 3. Peppino Di Capri / Melancolie 4. Las Grecas / Que Bonito Aquella Noche 5. Al Band Bianca Di Luna 6. Deilirium / Jesahel 7. Joe Dolan / Layd In blue 8. jose Luis Perales / Y Te Vas 9. Mireille Mathieu / La Palome Adieu 10. Trios Los Panchos / Adoro 11. Mina / Parole Parole 12. johnny Dorelli / Love In Portofino 13. Marino Marini / Guarda Che Luna 14. Bobby Goldsborg / Honey 15. Domenico Modungo / La Lontananza 16. Azugar Moreno / Moliendo 17. Marino Marini / Marina 18. Percy Faith Orch / El Bi...

14 Ağustos 2008 Perşembe

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad İstanbul'a Geldi! İstanbul'un Trafik Sorunu Çözüldü!

İran Cumhurbaşkanı Ankara'ya uğramadan biz İstanbul'luların trafik sorununu çözmeye gelmiş! Hoşgelmiş! Sefalar ve Cefalar getirmiş...

Saatler 11:30'u gösterderdiğin de Ulus civarında bir toplantıdan çıkıp Koşuyolun da ki ofisime öğlen trafiğinde en fazla yarım saatte gidebileceğimi düşünerek bir taksi durdurdum. Taksi şöförünün Boğaziçi Köprüsü kapalı uyarısına aldırmayarak, -ki inanamadım çünkü trafik yoğun olduğu için veya karşıya geçmek istemedikleri zaman bu tip şaşırtmacalar yapabiliyorlar daha önce de başıma gelmiş olduğu üzere- "Koşuyoluna Gidiyoruz" dedim. Taksi ile yolculuğum sadece yeni Ulus yolunun yarısına kadar sürdü. Çünkü İran Cumhurbaşka'nı Ankara'ya uğramadan biz İstanbulluların trafik sorununu çözmeye gelmiş! Hoşgelmiş! Sefalar ve Cefalar getirmiş ve benim gibi zayıflamak isteyen dostlarına spor yapma alışkanlığı kazandırmaya gelmişti.


Derken yürüyüş marotonum başladı. Zincirlikuyu üzerinden Beşiktaş iskelesine vardığımda saat 13:30'u gösteriyordu. Yani bu mesafe öğlen sıcağında ve ortalama bir tempoyla 2 saatte yürünebiliyor. Kendimi bu konuda sinirlendirmemeye çalışarak bu yürüyüşten keyif aldım. Çok eğlendim. Çünkü bomboş köprü yolunu, Barbaros Bulvarını, trafikte polisin kapattığı ara sokaklar yüzünden mahsur kalmış arabaları, sinirli şöförleri, polisleri, yürüyen ve yorulmuş yayaları, otobüs duraklarında beklemekten telef olmuş yolcuları amatörce fotoğraflayarak bu yürüyüşün tadını çıkarmaya çalıştım.
Evet her zaman ve her daim "AKILSIZ BAŞIN CEZASINI AYAKLAR ÇEKER"



11 Ağustos 2008 Pazartesi

İŞ SANAL PARA GERÇEK

Bir önceki yazımda yayınladığım röportajın Burak Mavi'nin kaleminden çıkan haberini de sizlerle paylaşmak istiyorum. Haberi yayınlamazsam Burak Bey'e haksızlık edeceğimi düşündüm. Düşüncelerini ve yazılarını çok beğendiğim Burak Bey yine harika bir haber yayınlamış.

Gelecegin Meslekleri...

Internet hayatımıza girmesi ile birçok yönden hayatimiz değişti... Kimine göre internet haberleşme; kimine göre oyun; kimine göre bilgi kaynağı; kimine göre de ekmek kapısı demek idi.

İnterneti ekmek kapısı olarak görenler ellerini çabuk tuttu ve internet üzerinden şimdiden milyarlarca doları cebine indirdi. Peki, siz interneti ne için kullanıyorsunuz? İnternetten etkileniyor musunuz yoksa interneti insanları etkilemek için mi kullanıyorsunuz? Yeni yüzyılın meslek sahipleri interneti insanları etkilemek için kullanıyor. Bu sayede internetten para kazanıyor. Onlar ne doktor, ne avukat, ne mimar... Onların işleri 'internet' başlıklı. Geleceğin yüzbinlerce dolar kazandıran, herkesi peşinden koşturtan mesleklerini açıklıyoruz. Artik gözde meslekler Internet web sitesi isim avcılığı, myspace arkadaş kolleksiyonculuğu, Facebook analizcisi, Internet araştırmacısı, Ebay tüccarı, Craigstlist casusu, Hacker korucusu, Freelance web sitesi denetleyicisi, sanal reklamcılık ve sanal altın satıcıları... Yanlış okumadınız bu meslekler artik gözde meslekleri geride bıraktı. Hatta yılda yüzbinlerce dolar kazanırken is yerine kaç saat mi gidiyorsunuz? İsinizin saatine siz karar vereceğiniz gibi is yerinizin nerede olacağını da siz belirliyorsunuz. Ya tropikal bir adada palmiye altında güneşlenirken ya da evinizde odanızdan islerinizi yürütebiliyorsunuz.

Türkiye’nin su sıralar internet üzerinde sadece kullanımcı düzeyinde olduğunu söyleyebiliriz. Peki, bu meslekler hangi ülkelerde geçerli? Basta Amerika Birleşik Devletleri'nde geçerli olan internet bazlı yeni kuşak meslekler İngiltere, Cin, Kore serinden yönetilmekte. Hindistan’ı da unutmamak lazım. İngilizce konuşabilen ucuz eleman ihtiyacını Hindistan dan karşılayan bazı Amerikalı girişimciler yeni kuşak internet mesleklerinin Cin ve Hindistan'da yaygınlaşmasını sağlamışlardır. Internet bazlı yeni kuşak islerde çalışacakların en az diyalog kurabilecek düzeyde İngilizce bilgisine sahip olunması isteniyor. Peki diploma nereden alınıyor. Temel internet kullanıcı bilgisi isteyen meslekler için diploma şartı yok. Bir internet geek i olmanız yeter. Teknik bilgi isteyen Hackerlik tarzı isler için lisans hatta yüksek lisans diplomasini isteyen ya da gösterilmiş ustun başarıları - kaç sayfa hacklediğiniz, internette sahtecilik yapan kaç kişiyi yakalağınız gibi- görmek isteyen şirketler de var.

Internet sitesi isim avcılığı:
Yeni açtığınız işyerinin internet sitesi isminin sizin yerinde başkasında olduğunu gördüğünüzde tepkiniz ne olurdu? Hatta sizden yüklü bir fiyat istediğinizi duşunun... Yapmanız gereken isim hakkinin sahibine ücretini ödemek...
İsim avcıları ne is yaparlar? Sokak sokak gezip yeni açılan is yerlerin isimlerini not ederler. Bütün gün evde oturup gazeteleri takip edip reklamları izlerler. Yeni çıkabilecek ürünleri, hizmetleri hepsini kayıt ederler. Daha sonra isimlerin register edilip edilmediğini internetten kontrol ederler. Bir urun, hizmet ya da is yeri ismi satın alınmamışsa hemen yıllık 10 usd den web sitelerin isimlerini internetten satın alırlar. Daha sonara ismi satın alınan hizmet ya da urun sahiplerinin kendilerine ulaşmalarını beklerler. Yıllık 10 usd ye alınan isim hakkinin 250 bin usd ye kadar bir bütçe ile sahiplerine satılır. Joshua Anderson California USA da isi İsim avcılığı. 4 yıl önce başladığı isinde şuana kadar 345 bin usd kazanmış. İşe ilk başladığı yıllarda sokak sokak dolaşmaktan çok yorulduğunu 8 ay boyunca hiç para kazanamadığını söyleyen Anderson ilk para kazandığı isten sonra 5 yıllık lüks bir şekilde hayatini kazanacak parayı sadece 6 usd ye çıkardığını soyluyor. İlk zamanlar pizzacıların isimlerini üzerine alan Anderson bu isi bisikleti ile yaparken artik lüks spor arabası ile isini sürdürmekte. Anderson'a göre son yıllarda şirketlerin uyandığını daha is yerlerini açmadan ismi satın aldığını belirtiyor. Yeni pazarlar için Türkiye’nin bir cennet olduğunu ve birçok is yerinin isim satın alma isine hiç önem vermediğini fakat bir ya da iki yıl sonra Türkiye’de alınan isimlerin milyon dolarlar kazandıracağına dikkat çekiyor.

Myspace Arkadaş Koleksiyoncusu:
Her gün maillerinizi okumak için girmiş olduğunuz www.myspace.com un birçok iş alanına kapı açtığını biliyor muydunuz?

Myspace Kolleksiyoncu'lari ne is yaparlar? Her gün kendilerine yüzlerce yeni arkadaş eklerler. Bu arkadaşlarını da kişi başı 1 usd ile 7 usd arasında şirketlere satarlar. Aktif bir şekilde koleksiyoncu olarak çalışabilmeniz için bazı alanlarda özellikle pazarlama alanında uzmanlaşmanız gerekmektedir. Bu is için 2 gün suren ozel bir eğitim alıyorsunuz. Eğitimi sizle çalışmak isteyen şirketler vermekte. Eğitim sonucunda elinizde bulunan core target list yani ana hedef kitlesi listesinde müşteriniz olan şirketin istediği kitleyle ilgili bilgiye sahip oluyorsunuz. Örneğin Miami de yasayan 18-25 yas arası sosyal, gelir düzeyi yüksek, üniversite öğrencisi ile bağlantı kurmanızı isteniyorsa. Elinizdeki ekli olan ve bu istenen hedef kitlesine uyan arkadaşlarınızı kişi başı bir fiyattan anlaşıp diğer şirketlere reklam için sanal satışı gerçekleştirebiliyorsunuz. Bunun karşılığında arkadaşlarınıza belirlenen zamanlarda istenen adetlerde reklam gönderiyorsunuz. Florida'da gece kulüplerinde yeni moda başlatan bu sistem sayesinde artik kapıda duran body gardlar listelerinde ekli olan insanlar kadar gecelik ücret alıyorlar. Çünkü her gece başka bir kulüpte guardlık yapan kapı koruyucuları her gece gidecekleri barları, etkinlikleri arkadaşlarına duyuruyorlar ve zaten favori olan guardlar gecelerde yüzlerce müşteriyi gece kulüplerine çekiyor. Diğer yandan müzik şirketleri myspace.com dan amaor müzik gruplarını keşfederek onlara kolaylıkla ulaşıyor. Bu şekilde meşhur olmuş pek çok grup var bu grupların en önemlisi Amerikan rock grubu olan All That Remains grubu. Şuana kadar sadece Myspace fanatikleri 250 bin kişiyi bulmakta. Konserleri Amerika'da ise en kısa zaman içinde ticket master'da biletini tüketen gruplardan biri.

Facebook Analizcisi:
İşe girmeden önce CV bilgilerinizin yanında facebook bilgilerinizi de merak edeceklerini hiç düşündünüz mü?

Facebook Analizcisi ne is yapar? Şirket başvurularında bulunduğunuz sırada ya da evlenme öncesi analizcilere başvurulduğu bilinen bir gerçek. Analizciler yapmış oldukları isin yasal olmadığını biliyorlar fakat bilgi alma hakkinin internette serbest olduğunu bildiklerini ve bu haklarından yararlandığını belirtiyorlar. Kendilerine ismi verilen kişilerin tüm bilgilerine kısa bir zaman içinde ulaşabiliyorlar. kim olduğunu, daha önce ne tur isler yaptığını hangi firmalarda kimlerle çalıştığını, arkadaşları ile sahte isimlerle bağlantıya geçip neden isten ayrıldığını, cinsel tercihlerinin neler olduğunu, işyerinde ayrımcılık yapabilecek olup olmadığını, çok içki içip itmediğine kadar yüzlerce alanda bilgi toplayan bu kişiler yaptıkları analizleri gizli dosyalar ile is verenlere ya da evlenecek eslere teslim ediyorlar.

Ebay Tuccari:
Ebay açık arttırma alışveriş sitesinin sayesinde Amerika'da binlerce kişi issiz kalırken bu o kadar da kişi milyoner oldu. Artik elektrik, su, kira ve isçi giderlerini ödemek yerine evinde oturduğu yerden evinden ürünlerini satan ebay sanal dükkân sahipleri sadece bilgisayar başından ürünlerini kolayca milyonlarca insana ulaştırabilmekteler. Kevin Osbee 5 yıldır ebay.com sitesi üzerinden portatif havuzlar satmakta. California'daki 17 kişilik is yerini kapatıp bir depo tutmuş. Yıllık satış cirosu milyon doları bulan ebay dükkânı sayesinde Dubai'den İspanya’ya kadar 19 değişik ülkeye portatif havuzlar satmakta. Ebay ve benzeri açık arttırma sitelerinden para kazanmak için önerisi her yerde olmayan ve müşterinin isteğine uygun bir şekilde cevap veren ürünleri güvenilir bir şekilde satılması. Yapılan her hatanın sizin sanal açık arttırma sitesindeki güveninizi etkileyecek olmasından ötürü hatasız alış veriş konusunda kişinin normal alış verişlere göre daha dikkatli olduğunu savunmakta.

Site Casusları:

Hacker lardan farklı olarak siteleri çökertmek yerine site sahipleri ile birlikte çalışan bu kişiler sitelere sahte kimliklerle giren kişileri tespit edip siteden atma isini görmekteler. Örneğin yaşı küçük olup büyülten ya da reklam amaçlı sitelere girip üyelere spam lar yollayanları tespit edip atılmasını sağlayan kişilere şirketler kişi başı 25 cent ödemekte. Bu kullanıcıların IP numaraları alınıp tekrar üye olmaları engelleyen bu kişiler çalıştıkları sitelerin değerlerini arttırmakta.

Sanal Altın Satıcılığı:
Yanlış duymadınız sanal oyunlarda kazanılan sanal altınları satma isini kendine meslek haline getirenler World of War Craft oyununda kazandıkları altınları ve değerli sanal malzemeleri internet üzerinden satmaktadırlar. Cin'de sadece World Of War Craft oyunu için altın toplayan binlerce isçi bulunmaktadır.

SANAL TÜCCAR HALİL ÖZEL

CNBCE BUSINESS dergisinin Ağustos ayı sayısında Burak Mavi'nin yazdığı "İŞ SANAL PARA GERÇEK" konulu yazısında sevgili dostum Halil'in bir röportajı yayınlandı.

Röpartaj yayınlanmadan yaklaşık bir ay önce Amerika'da yaşayan dostum Halil'le bu röpartaj üzerine uzun uzun MSN konuşmaları yaptık. Röportajını yayınlamak için sabırsızlanıyordum doğrusu. Dergi çıkmadan yayınlamayacağımada söz vermiştim fakat bir ay nasıl zor sabrettim ve Halil'in başının etini yedim anlatamam fakat haber Burak Bey'in olduğu için saygıyla ve sabırla bekledim.

Bahçeşehir Üniveristesi Reklamcılık ve Sinema Televizyon bölümlerinde double major yapan dostum, Amerika Birlesik Devleteri'nde Teknoloji Masteri'nı bitirdikten sonra Amerika'ya yerleşme kararı aldı.

2000 senesine dayanan dostluğumuzda Halil'in ileri görüşü ve pazarlama dehası olan zekasını hep hayranlıkla izledim ve bir çok işe birlikte imza attık.

Şu an Amerika'da yaptığı işler üzerine yoğunlaşan dostum, Burak Bey ile röpartajınının CNBCE BUSINESS dergisinden sonra ilk kez internet üzerinde yayınlanmasına benim blogumda izin verdi. Bu benim için büyük bir gurur ve onur kaynağıdır.

SANAL TUCCAR HALİL ÖZEL

Sanal dünya dan ne zaman para kazanmaya başladınız?
Türkiye’de Bahcesehir Üniveritse'ni bitirdikten sonra USA’ ya technology mastarı için geldim. İlk olarak WOW tarzı bilgisayar oyunları oynayıp burada kazandığım altınları paraya cevirdim. USA da sadece bu isi yaparak evinden zengin olan pek çok kişi ile tanıştım. Ben de bu şekilde başladım.

Peki, ne kadar para kazandırıyor bu işler?
Ben şuanda WOW Sanal altın satıcılığı ile ilgilenmiyorum. Fakat şöyle diyim 150 çalışanlı bir şirket bile kuran var. Cin üzerinden 150 kişi sizin için size altın topluyor. Site üzerinden bu kişilerin satışlarını topluyorsunuz yüksek bir fiyattan siz de esas kullanıcılar satıyorsunuz.

Yasal mı?
Evet, herşey yasal.

Şuanda sanal altın satıcılığı ile ilgilenmiyorum dediniz. Peki, ne yapıyorsunuz?
Bazı büyük internet sitesi şirketleri için site açıklarını giderilmesi için çalışıyorum.

Biraz açabilir misiniz?
Örneğin açık arttırma ya da arkadaş sitesi. Her sitenin bir yaması vardır. Açık kalmış alanları. California merkezli internet sitelerine bu konuda danışmanlık yapıyorum. Önce onların açıklarını buluyorum ve nasıl kapatabileceklerini kapatma konusunda doğabilecek aksaklıkları konusunda analizler yapıyorum.

Peki, bu is para kazandırıyor mu?
Evet, gecen yıl bir müşterim sitesini 17 mil usd ye satıyordu. Satış fiyatını düşürmek isteyen karşı firma sitenin açıklarını tespit ederek bu konuda bazı kişileri tutarak bize karşı atağa geçti. Sonuçta şirket in değeri düşüyordu. Bundan en karlı çıkacak olan firma satın alımı yapmak isteyen firma idi. Çünkü site sahibinin korkup değeri düştü spam lar ve reklam kirliliği arttı diye sitesini pazarlık yapmadan satacağını düşünüyordu. Fakat müşterimin eksiklerini tespit edip en kısa zaman içinde bu eksiklikleri giderip yenilemeler yaptık. Çok daha yüksek bir fiyattan satış gerçekleşti. Komisyon üzerine çalıştığımız için şirketim bu konuda çok para kazandı.

Şirketinizin komisyonu ne kadar?
Campusmeet'in çalışma sekli iki temel esas a dayanıyor. İlk olarak sanal kampüs de topladığı ve bu alanda alıcı olarak bize başvurmuş olan şirketlere bağımsız olarak danışmanlık yapıp diğer kampus adini verdiğimiz el değiştirmek istenen siteler ile tanıştırıyoruz. Bunun için hiçbir ücret almıyoruz. Tüm işlemleri gizli bir şekilde sürdürüyoruz. Los Angeles merkezli şirketimiz eğer satış gerçekleşirse satılan firmadan satış üzerinden %1,2 komisyon alıyor. Kampus'de toplanan tüm şirketler listeye girmeden önce bu komisyonu kabul ettiğini gösteren bir belge imzalıyor. İkinci çalışma sistemimiz. Eğer şirket satış aşamasında ise ve sitenin alıcısı bizim gözümüzde değil ise ve fiyat düşürmek için bazı hacker hilelerine başvuruyor ise satış yapmak isteyen firma bize başvurabiliyor. Satış sırasında ki bu bazen 7-12 ayı bulabiliyor. Spekilasyonlari önleyici bazı tedbirler koyuyoruz. Bunun karşılığında sitenin değeri ne kadar artıyorsa binde 2 komisyon alıyoruz.

Yeni cağın meslekleri konusunda eğitim şart mı?
Kesinlikle evet. Eğer eğitimsiz iseniz internette sadece data girersiniz. Bütün gününüz data okumakla kalır. Ama eğitim almış iseniz data girmek yerine girilen dataları yönlendirirsiniz. Internet üzerinden ticaret konusunda yaz sonu California State Üniversitesi’nde ders vermeye başlayacağım. Şimdiden öğrenciler çok istekli. Çünkü kimse artik saati 8 usd den çalışmak istemiyor. Is aramak istemiyor. Kendi dükkânınızı internet üzerinden 5 dakikada açabilirsiniz ve evinizden zengin olabilirsiniz.

Internet'den para kazanma konusunda Türkiye’nin konumu nedir?
Bizler sanırım kullanmayı daha çok seviyoruz. Internet hizmetlerini kullanma konusunda oran ülkemizde çok fazla fakat urun geliştirme konusunda bu kadar iyi olduğumuzu söyleyemem. Aslında diğer bir taraftan bakarsak bu konuda şanslı olduğumuzu söyleyebilirim. Çünkü USA da artik gün geçtikçe internet pazarı daralmakta. Çünkü sürekli yeni bir şeyler çıkmakta artik kullanıcıların akılları karışmaya başladı. Türkiye ise bu konuda istekli bir pazar. Eminim ki; çok yakında internet üzerinden milyon YTL ler kazanan yeni bir kuşak Türkiye’de çıkacak.

MACERA DOLU AMERİKA 3!

Evet sonunda o kadar evrak ve tantanaya değdi. Aldık vizelerimizi. Şimdi sıra en ucuz uçak biletini bulabilmekte. 13 Eylülde Amerika'ya uçuyoruz!

Günlerdir doldurulan formlar, iş yerinden alınan evraklar, çekilen en komik vesikalık fotoğraftan sonra Umut'la birlikte bu sabah İstinye'de ki Ameikan Baş Konsolosluğun da ki randevumuz için yollara düştük. Amerika vizemizi alıp alamayacağımız konusunda hiç bir fikrimiz yoktu. İlk kez Amrerika vizesine başvuruyorduk ve karşılacağımız kolaylıklar ve zorluklardan habersizdik. Şunu belirtmeliyim ki her şey çok ama çok düzenli işliyor. Bu güne kadar yaptırdığım resmi işlemler arasında en düzenli ve en sistematik olanı Amerika vizebaşvurusu deneyimimdi.

Konsoloslukta sıkı bir güvenlik hakim. İçeriye cep telefonu ve çanta almadıklarını söyleseler de bugün anladık ki böyle bir kural yok!

Kapıda sizi bir görevli karşılıyor, ardından adını soyadınızı ve randevu saatinizi söylüyorsunuz. Bunlar kontrol edildikten sonra konsolosluğun dış kapısında başka bir görevli ile yine aynı şekilde bir konuşma yapıp konsolosluğun kapısından giriş yapabilmek için bekliyorsunuz. Sonra sizi ikişer ikişer içeri alıyorlar. Güvenlik kontrolünden geçtikten sonra bir koridordan geçiyorsunuz ve ardından bir görevli tarafından evraklarınız kontrol ediliyor. Evraklar tamamsa görevli sizi asansöre yönlendiriyor. Asansör ile birinci kata çıkıp vize başvuru oklarını takip ediyorsunuz. Ve karşınızda vize başvuru ofisi! Karşınıza çıkan ilk görevli tekrar evraklarınızı kontrol edip randevu saatinize göre size bir sıra numarası veriyor. İçerde beklerken numaranız yanıyor ve 10 tane gişeden birine çağırılıyorsunuz görevli ile aranızdaki kalın camdan mikrofonla konuşup pasaportunuzu ve başvuru formunuzu teslim ediyorsunuz. Vize başvuru ofisinin dışında ki bekleme koltuklarında yaklaşık yarım saat bekletildikten sonra ilk aldığınız numara ile sizi içeri çağırıyorlar. Bu sefer sıra parmak izi vermekte. Benim gibi parmalarınız ince ve narin yapılıysa baş parmak izleri vermek biraz zor olabiliyor ve bu zorluktan görevli pek hoşlanmayarak size çabuk olmanızı söyleyebiliyor. Sonrasında mülakat için tekrar beklemeye alınıyorsunuz. Sıra mülakatta görevli kibar ve güler yüzlü size aklına takılan soruları soruyor. Kalacağınız kişi yada otel, daha önce aldığınız vizeler, çalıştığınız iş yeri, okulunuz gibi. Bana sorulan sorularla Umut'a sorulan sorular farklı idi. Görüşme, mülakatı yapan kişi ile aranızda kurduğunuz iletişime kılık kıyafetinize ve verdiğiniz izlenime göre değişiyor.

Kısaca ye kürküm ye dünyası:)

Konuşmanın sonunda görevli size "Vizenizi onayladım", "Have a nice trip", "Good flight to USA" gibi vizenizi onayladığına dair cümleler kuruyor. Görüşmeyi İngilizce yada Türkçe yapmanız başvuru sonucunuzu etkilemiyor. Sonunda görevli sizi UPS standına yönlendirilerek vize verilen pasaportunuzun tarafınıza iki en geç üç iş günü içinde ulaştırılabilmesi için gerekli işlemleri yapmanızı sağlıyor. UPS için ödemeyi bu işlem sırasında yaparsanız 9 YTL eğer pasaport size teslim edildiğinde yaparsanız 11 YTL ödüyorsunuz. Teslimat sırasında ödeme yaparsanız ödemeyi kredi kartı ile yapma şansınızda var. Bu işlemler bittikten sonra yüzünüzde ki gülümsemeyle geldiğiniz yoldan konsolosluğu terk ediyorsunuz. Tabi benim gibi şaşkınlıktan en çok sevdiğiniz güneş gözlüklerinizi konsoloslukta unutmayın geri dönmek biraz zor oluyor:)

13 Eylülde Amerika'ya uçuyoruz.....

7 Ağustos 2008 Perşembe

SÜPRİZLER

Süprizler hayatımıza renk katan, kendimize yapıldığı zaman kendimizi özel hissetiğimiz , yaptığımız zamanda kendimizi süpriz yapabilecek kadar karşımızda ki kişiye yakın hissettiğimiz için yine özel hissettiğimiz olaylar zinciri.

Oldum olası süpriz yapmaktan ve bana süpriz yapılmasından büyük zevk almışımdır. Harika süprizler yaptığımı -ben ne kadar mütevazi olmaya çalışsamda-ailem başta olmak üzere çevremde ki herkes söyler. Sanırım ben süpriz geniyle doğmuşum. Dediğim gibi süpriz yapmayı sevdiğim kadar bana süpriz yapılmasından ve şaşırmaktan oldukça zevk alırım fakat bugüne kadar bana yapılan süprizlerin çoğunu anlamışımdır ve anlamamış gibi davranmak zorunda kalmışımdır. Süpriz yapanınkeyfini kaçırmamak adına! Bence bir süprizin yapılacağını anladığını belirtmek nezaketsizlik geliyor.....


Beni çok şaşırtan ve çok büyük bir mutluluk yaşatan o an...


Geçtiğimiz doğum günümde yani bundan tam tamına beş gün önce hayatıma anlam katan ve aynı yolda yürümekten büyük keyif aldığım nişanlım Umut bana bugüne kadar benim en çok şaşırdığım ve yapılacağını anlamadığım, anlamadığım gibi de kendimi çok ama çok özel hissettiren çok güzel bir süpriz yaşattı bana. Sevgilim teşekkürler....

1 Ağustos Cuma günü sıradan bir gündü benim için. En büyük özelliği yeni iş yerim Medusa Plus'ın Turkcell 40 Derece Road Show'unun kapanış konseri olan Kuruçeşme Arena'da ki Kenan Doğulu konseriydi.
Akşam bu konsere kardeşimle birlikte katıldım. Umut yorgun olduğu için gelemeyeceğini söylediğinde de ne yalan söyleyeyim biraz kırıldım. Bunu çok kafama takmasamda gece 00:00 da gün 2 Ağustos'a yani benim doğum günüme döndüğünde Umut'u yanımda görmek istediğim için kırılmıştım galiba. Bu konun çok üzerinde durmamaya çalışarak geceyi tamamladım. Hatta Umut'a telefon açarak konserden canlı yayın bile yaptım:)
Kardeşimle geceyi tamamladığımızda gece saat 03:00'ı gösteriyordu. Yorgun bir okadar da uykusuzdum. Eve geldiğimizde kapıyı beni kısa süreliğine ziyaret etmeye gelen ailemin en ama en fedakar üyesi olan annem açtı ve asık bir suratla geç kaldığımızı ve babamın uyuduğunu söyledi. Böyle bir tepkiye anlam verememiş bir surat ifadesiyle evimden içeriye adımı mı attığımda inanılmaz bir tabloyla karşılaşmıştım.
Ertesi gün çok erken bir saatte işe gidecek olmasına rağmen sevgili Haluk babam, bitanem, annem, babam ve harika bir doğum günü sofrası beni bekliyordu. Sevgilim elinde pastayla bana İyki Doğdun diyordu. Tam olarak 5 saat bana bu anı yaşatmak için beni beklemişlerdi.
Hayatımda yaşadığım en güzel doğum günüydü. Doğum günümü kutladığım saatler gerçekten doğum saatlerime çok yakın saatlerdi. 26 senedir ilk kez doğdum saatlerde doğum günümğ kutlamıştım.
Bununla kalsa iyi! Hediyelerimi aldığımda ağlamamak için kendimi çok zor tuttum. Çünkü bitanem bana çok özel bir cd hazırlamıştı nişan fotoğraflarımızdan oluşan. Çok güzel bir kliple bizi anlatmıştı. Dahası da vardı. Çok özel ve çok güzel seçimlerle tab ettirdiği nişan fotoğraflarından oluşan bir albümde vardı hediyelerim arasında. Ya annemle babama ne demeli uzun zamandır istediğim sarı terlikler vardı karşımda!












En büyük payda küçük çıtırım İrem'in di. Baştan sona olaylardan haberdar olan, bana bir şey hissettirmeden beni olabildiğince çabuk eve getirmeye çalışan küçük çıtırım. Bana süprizi hissettirmeme konusunda çok başarılı olsada eve erken getirme konusunda aynı başarıyı gösterememişti:)
İrem'ciğimin de aldığı o muhteşem kozmetik ihtiyaçlarım bana ilaç gibi geldi.
Evet süprizleri yapmaktanda hoşlanıyorum. Bana yapılmasından da!
Süprizler hayatımıza renk katan, kendimize yapıldığı zaman kendimizi özel hissetiğimiz , yaptığımız zamanda kendimizi süpriz yapabilecek kadar karşımızda ki kişiye yakın hissettiğimiz için yine özel hissettiğimiz olaylar zinciri.
Ne kadar tuhaf değil mi yapıldığında da yaptığında da kendini özel hissedebilecek kadar güzel başka bir şey daha var mıdır?
Hayatta şaşırmak ve şaşırtmak dozunda olduğu sürece her zaman muıtluluk getiren bir eylemdir.
Sizde sevdiklerinize illa çok büyük olması gerekmez, süprizler yapın.
Life is a box of chocalate!!!




Çok Konuşulan Moth&Moth Logosu



Aylardır sevgili dostum Can Oktay Heper'in başının etini "Logo" diye yiyen ve sonunda çok güzel bir logoya sahip olan sevgili dostum Muamer'in logosu! Sana da bu yakışırdı!

Bugünlerde Muammer'den çok logosunu konuşur olduk gerek sanal ortamda gerekse bir araya geldiğimiz toplantılarda! Bugün Muammer'in blogunda yazdığı ve Burak Büyükdemir'in de dediği gibi logo "Bir Çatıyı Birleştirecek" se eğer Muammer'den korkun derim:) Bu logoyla çok güzel bir çatı oluşturacağına eminim! Bu nedenle yeni template de sabırsızlıkla bekliyorum.
Sanırım bu durum Oktay'ın başını ağrıtabilir. Şimdiden ben dahil en az 7-8 kişi sırada Oktay bized e logo yapsana diye içten içe , dıştan dışa söylenmeye ve sesini Oktay'a duyurmaya çalışmaya başladı bile! Oktay yeni bir akım mı başlatıyor ne?
Sevgili Oktay ellerine sağlıık. Ayrıca gecikmiş ama gecikmesinede değmiş bir o kadar güzel blogunu da (http://www.canoktayheper.com/) övmeden geçemeyeceğim. Yine harikalar yaratmışsın.




MACERA DOLU AMERIKA 2!

Bir hafta önce Umut'la başladığımız Amerika servünenin ilk adımından bahsetmiştim. Randevu sonrası yapılması gereken vize başvuru formu doldurma ve iş yerinden alınması gereken evraklar kısmını tamamladık. Sıra yarın Umut'un vize başvuru paralarımızı yatırmasında ve sonrasında beyaz fonda, küpesiz kolyesiz ve 5x5 çektirilecek fotoğraflarda! Tabiki bu fotoğraflarda kesinlikle kulaklarında görünmesi gerekiyor her ne kadar benim bunun sebebini mantığım almasa da! Son adım da ver elini İstinye'de ki konsolosluk! Bu adımdan sonra vize sonuçlarımız olumlu sonuçlanırsa daha farklı bir heyecanla sizlerle hazırlıklarımızı paylaşacağım. Evet geri sayıma başladık üç gün sonra Amerika'ya gidip gidemeyeceğimiz kesinleşiyor! Pazartesi günü umarım sizlerle Amerika'ya gidiş tarihimizi paylaşıyor olacağım!

ADIM ADIM AMERIKA VIZESI

I. ADIM – RANDEVU ALMAK

Randevu alabilmek için bir PIN numarası almanız gerekmektedir. PIN numarasını iki şekilde alabilirsiniz:
A. Kredi kartı
Vize Bilgi Servisini 0-212-340-4444 numaralı telefondan arayarak 20 Amerikan Doları veya karşılığı Türk parasını kredi kartınızla ödeyerek randevu alabilirsiniz. Bu servis Pazartesi-Cuma günleri arası sabah 8.30 dan akşam 18.00’a kadar hizmet vermektedir. Randevuyu PIN numarasını aldığınız gün alabilirsiniz.
B.Türkiye İş Bankası
a. Herhangi bir İş Bankası şubesine giderek 16 Amerikan Doları yada eşdeğer Türk Lirası ücret karşılığında vize bilgisi için PIN numarası alabilirsiniz.
b. PIN numarasını aldığınız günü takipeden iş günü içerisinde Vize Bilgi Servisini arayarak (0-212-340-4444) konsolosluk görevlisi ile mülakat için randevu alınız. Vize Bilgi Servisi, Pazartesi-Cuma gunleri arası sabah 8.30 dan akşam 18.00’a kadar hizmet vermektedir.

PIN numarası sayesinde Amerikan Büyükelçiliği Konsolosluk Bölümü tek yetkili servisi olan Vize Bilgi Servisini arayabilirsiniz. Vize Bilgi Servisini kullanarak vizelerle ilgili bilgi almanın dışında vize başvurusu için randevu alabilirsiniz. Lütfen randevu saatinizden en erken 15 dakika önce geliniz. Randevunuza on dakikadan fazla gecikirseniz randevunuz iptal edilir ve yeni bir PIN numarası ile yeni bir randevu almanız gerekir.

Tabiki bu işlemleri seyahat etmek istediğiniz tarihten 6-8 hafta önce yapmanız gerekiyor. Eğer acil bir durum söz konusu ise ilk olarak 0-212-340-4444 no'lu telefonu arayarak ilk uygun randevuyu almanız ve durumunuzun aciliyetini gösteren belgeyi sizinle bağlantı kurabilecekleri numaralarla birlikte 0-312-466-1586 no'lu faksa göndermeniz gerekiyor.

II. ADIM – BAŞVURU ÜCRETİNİ ÖDEYİNİNİZ

Amerika Birleşik Devletleri’ ne geçici bir ziyaret yapmayı planlayan Türk Vatandaşları ve başka ülkelerin vatandaşları göçmen olmayan bir ABD vizesine sahip olmaları gerekiyor Başvuru ücreti olan 131 ABD Doları Fortis Bank’ın herhangi bir şubesine yatırabiliyorsunuz. Bankadan alacağınız 131 Dolarlık makbuzun aslı başvuru formları ile birlikte Konsolosluğa götürülmeli! Bu ücret vize basvurunuz reddedilse dahi size geri ödenmiyor. Ayrıca ödemenizi Fortis banka dolar olarak yapmanız gerekiyor eğer 131 Doları YTL olarak bankaya yatırırsanız banka sizden 3,5 YTL komisyon alıyor.

III. ADIM – BAŞVURU FORMUNU DOLDURUNUZ

Amerika Birleşik Devletleri’ne seyahat edecek olan her birey tarafından DS-156 ‘‘Göçmen Olmayan Vize Başvuru Formu’’ doldurulmalıdır. Başvuru formu internet üzeinden doldurulursa başvurularda öncelik sağlanmaktadır. (https://evisaforms.state.gov/ds156.asp )
Formu Türkçe olarak doldurmak isterseniz http://turkish.turkey.usembassy.gov/uploads/images/gL9zQVhVaugsdD-KqSpqUg/DS-156tr_oct2006.pdf bu adresten ulaşabilirsiniz.

Ayrıca 16-45 yaş arası bütün erkeklerin ve 3. ülke vatandaslarinin DS-157 “Göçmen Olmayan Vize Başvuru Ek Formunu” doldurmaları gerekmektedir. ( http://turkish.turkey.usembassy.gov/uploads/images/aTKCcmqVrTmt8A9HBkzhgw/DS-157tr_oct2006.pdf)Bu form DS-156 ilave olarak doldurulmalıdır. Bu formu online olarak dolduramıyorsunuz fakat bu formun da ya çok düzgün bir el yazıyla büyük harflarle yada daktiloda yazılması gerekiyor. Başka bir yoluda formu Adobe'den Word dökümanına çevirip sonra print ederek bilgisayarda doldurmak. Bütün öğrenci ve araştırma vizeleri (F, J, M) için başvuru yapacaklar ve başvuru sahibi ile birlikte seyahat edecek eş ve çocuklar DS-158 “Göçmen Olmayan Vizeye Başvuranlarla İlgili temas bilgisi ve iş geçmişi formunu” doldurmak zorundadırlar. Bu form DS-156 ve gerekliyse DS-157 ilave olarak doldurulmalıdır.

Başvuru sahipleri başvuru formundaki bütün soruları cevaplandırmalıdır. Eğer soru sizinle ilgili değilse ve cevabı yok ise lütfen “yok” yazınız. Eğer başvuru sahibi randevusuna tamamlanmamış bir form ile gelirse randevuları iptal edilecek ve Vize Bilgi Servisi’nden yeni bir randevu almaları gerekecektir.

IV. ADIM – VİZENİZİ ALINIZ

Mülakatınız sonunda eğer vize başvurunuz onaylandıysa, pasaportunuz UPS (United Parcel Service) tarafından sağlanan kurye servisi ile size ulaştırılacaktır. Resmi seyahat hariç, tüm başvuru sahipleri pasaportlarını kurye servisi aracılığı ile alacaktır. UPS le gönderilen pasaportlar ev yada iş adresinize mülakat gününden 2 gün sonra ulaşacaktır (kurye servisi Cumartesi günü de calışmaktadır). Başvuruların yoğun olduğu zamanlarda bu süre biraz aşılabiliryor.

GENEL BİLGİ

Amerika Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Birimi bir arada çalışmak ve göçmen olmayan vize başvurularına yeni bir biyometrik veri eklemek suretiyle sınır güvenliğini arttırmıştır. Bütün göçmen olmayan vize başvuru sahiplerinin parmak izleri camdaki görüşmeleri esnasında alınıyor.


Seyahat acentası veya kurye aracılığı ile başvuru kabul edilmiyor. 14 yaşından küçük çocukları‎n başvurusu aileleri tarafı‎ndan randevu alı‎narak yapılabiliyor. Diger tüm başvuranlar şahsen başvuru yapmak zorundalar.

Pasaportunuz görüşme tarihinden itibaren en az 6 ay süreyle geçerli olmalıdır aksi tadirde vize talebinizin yerine getirilmesi mümkün olamamaktadır. Vize görüşmesinden önce pasaportunuzun en az 6 ay süreyle geçerli olduğundan emin olunuz.

Başvuru sahibi, mülakat sırasında Türkiye ile olan sosyal, ekonomik, ailevi ve profesyonel bağlarının güçlü olduğunu ve kısa bir ziyaretten sonra Türkiye’ye geri döneceğini göstermek zorundadır.

Yeterince güçlü bağlarınız olduğunu gösteren evraklar arasında; işinize ve mevcutsa işyerinize ait evraklar, ev tapusu, geçerli üniversite kaydı, kapalı zarfta not dökümü, banka cüzdanı, maaş bordrosu ve eş ve/veya çocuklara ilişkin dökümanlar yer alabilmektedir. Genelde sunulan evraklar arasında maaş bordrosu, iş yerinde çalıştığına dair belge, işyerinde hangi tarihte çalışmaya başlandığı bilgisini içeren sigorta evrakları, tapular, ve elde edilen gelir ve ödenen verginin gösterildiği şahıs ve işyeri vergi levhaları bulunmaktadır.

Çalışanlar için İş Yerlerinden Almaları Gereken ve Vize Almayı Kolaylaştıran Evraklar;

  • Şirketin antetli kağıdına kaşeli ve imzalı olarak, Amerika konsolosluğa hitaben, işveren tarafından yazılmış şirketteki görevinizi, seyahat detaylarını ve vize talebiniz belirten dilekçe.
  • Şirketin imza sirküleri
  • Vergi levhasının fotokopisi
  • Yeni tarihli faaliyet belgesi fotokopisi
  • Ticari sicil gazetesi fotokopisi
  • Sigorta işe giriş bildirgesi fotokopisi ( SSK giriş bildirgesi tekrar ve yeni işe giriş ise eski SSK işe giriş bildirgesi)
  • 4 aylık sigorta bildirgesi fotokopisi
  • Son üç aylık bordro fotokopisi

Dosyalama ve depolamaya yönelik olarak duyulan kaygılar nedeniyle, destekleyici evraklarınızı fax ve e-mail yoluyla ulaştırmaya çalışmanız konusunda ciddi bir uyarı alıyorsunuz. Bu konuya dikkat etmek gerekiyor. Her türlü evrağı (davetiye mektubu dahil) vize görüşmenize şahsen götürmenizi tavsiye etmekteyim

Türkçe, Farsça, Arapça veya İngilizce dillerinden birini konuşmayan başvuru sahiplerinin beraberlerinde bir tercüman götürmeleri gerekmektedir.

GÖÇMEN OLMAYAN VİZE BAŞVURUSU İÇİN GEREKLİ FOTOĞRAF ÖZELLİKLERİ:

1. Başvuru sahibi son 6 ay içinde çekilmiş tüm yüzü kaplayan bir fotoğraf getirmelidir. Tüm yüzü kaplayan fotoğraf direkt kameraya bakar şekilde çekilmiş olmalıdır.
2. Yüz, fotoğrafın yaklaşık yüzde 50’sini kapsamalıdır.
3. Fotoğrafın arka fonu beyaz renkte olmalıdır.
4. Fotoğrafın boyutları 50 mm x 50 mm olmalıdır ve baş fotoğrafın ortasında yer almalıdır. Saçın üst kısmından çenenin alt kısmına kadar olan baş mesafesi/uzunluğu 25 mm - 35 mm olmalıdır. Göz seviyesi de fotoğrafın alt hizasından itibaren 28 mm - 35 mm olmalıdır.
5. Fotoğraf başvuran kişiyi açık şekilde tanımlamalıdır.
6. Başvuru sahipleri düzgün giyinmiş olmalı ve şapka ve benzeri aksesuarlar takmamalıdır. Üniforma ya da başvuru sahibinin saçını veya başka özelliklerini kapayacak eşarp, baş örtüsü giyilmemelidir. Eğer başvuru sahibi baş örtüsü giymek zorunda ise, fotoğrafta iki kulak ve alın açıkça görünmelidir.
7. Fotoğraf çerçevesiz basılmalıdır.
8. Arka fonu desenli veya koyu renkli fotoğraflar kabul edilmez.
9. Hızlı çekim fotoğraflar yada dijital kalite fotoğraflar kabul edilmemektedir. Fotoğraflar, standart muamele gerektiren film kullanılarak, standart tek lens refleks tipi fotoğraf makinası ile çekilmelidir.
Aşağıda göçmen olmayan vize başvurusuna uygun özelliklerde fotoğraf çeken fotoğraf stüdyolarının adreslerini ve telefon numaralarını bulabilirsiniz.
FOTO İZCİ COLOR
Filistin Cad. 6/A
G.O.P., Ankara
Tel: (312) 428-4535

ROYAL COLOR
Guvenlik Caddesi 85,
A. Ayranci, Ankara
Tel: (312) 426-2751 veya
Güvenlik Caddesi 105,
A. Ayranci, Ankara
Tel: (312) 467-1645

GÜVEN COLOR
Güvenlik Caddesi, 69/A,
Ayranci, Ankara
Tel: (312) 427-5252

FOTO AKAY
Akay Caddesi, Konur Sokak
75/E, Bakanlıklar, Ankara
Tel: (312) 418-7173

ÖZGÜN FOTO
Güvenlik Cad. 33/11 – C
A.Ayranci, Ankara
Tel: (312) 466 4364

STUDYO ALKIM
Saif Eşref Bulvarı 47/A, Alsancak, İzmir
Tel: (232) 421-8283

FOTO GÜVEN
Yalı Caddesi 230/1
Karsıyaka, İzmir
Tel: (232) 323-6667

TURGAY AKDEMIR FOTOĞRAF STÜDYOSU
Meşrutiyet Cad. No:191
Tepebaşı, İstanbul
Tel: (212) 243-1312
FOTO STÜDYO NOBEL
İstiklal cad. Postacılar Sok. No:1 Tünel, Beyoğlu, İstanbul
Tel: (212) 249 2337

ALTINTÜRK FOTOĞRAF STÜDYOSU
İstiklal Cad. No: 388/5 Tünel, Beyoğlu, İstanbul
Tel: (212) 293 8252

TURGAY AKDEMIR FOTOĞRAF STÜDYOSU
İstinye Mahallesi,
Kaplıcalar Mevkii No: 5/1
İstinye, İstanbul
Tel: (212) 323 3733

HİTİT DANIŞMA
İstinye Mahallesi, Kaplıcalar Mevkii No:9 İstinye, İstanbul
Tel: (212) 323 4214

FOTO SEVİL
Kurtuluş Mh. 10 Sk.
Dr. Cemil Öztekin Apt. Altı
No. 12/A, Adana
Tel: (322) 453 4411

FOTO SKOP
Vali Yolu Cad.
Vizon Apt. No. 3/C
Adana
Tel: (322) 454 1803

MUHAMMED ALİ
Atatürk Bulvarı
Saniye Ethem Apt. No. 65
Adana
Tel: (322) 454 6352

Avea'nın İletişimi Kitlediği An!

Bilgisayar başında işlerimi toparlamaya çalışıyorum saat 23:48. Kardeşim evin içinde söylenerek dolaşıyor. Önce çok önemsemediğim sıkıntıya kardeşimin turkcell hatlı cep telefonumu istemesiyle dahil oluveriyorum. Sorun kardeşim ve "çoğu" (aslında hepsi desem daha doğru olacak ) arkadaşının Avea hatlı cep telefonlarında. Şu an saat 01:04 ve sorun hala devam ediyor. Ne mesajlar iletilebiliyor ne de telefonlar bir birini arayabiliyor. Kardeşimin ağzından dökülen bir kaç kelime "Arkadaşlarımla iletişim kuramadığım için Avea'yı dava edeceğim" ! Sanırım böyle bir dava açılsa sonuca ulaşmaz ama gerçekten iletişim özgürlükleri kısıtlandığı için "liseliler" sinirlendi. İnanılmaz bir genç kitle ile karşı karşıya olduğumuzu anlamam için çok kısa gözlem yapmam yeterli oldu! Çünkü çalıştığım bilgisayarda kardeşimin msn'i açık kalmış! Ben sorunu farkettiğim sıralarda aynı anda yaklaşık 14 arkadaşı msn nickini mesajlarım iletilemiyor yapmıştı. Marka sadakati konusunda "çok hasas sınırları olan bir kitleye" yani 15-24 yaş arasına hizmet etmek isteyen markalaradır sözüm ;"Geçti Bor'un Pazarı Sür Eşeğini Niğde'ye"

KURUÇEŞME BALIKÇISI


Bir Balıkçıdan Ne Beklenir? Kalite ve Uygun Fiyat!



Pazar günü ailemle birlikte yeni işimi kutlamak üzere Kuruçeşme'de ki Kuruçeşme Balıkçısı'ndaydık. Çok keyifli bir mekanda çok keyifli saatler geçirdik. Mekanın sahibi Musa Bey bizlerle özel olarak ilgilendi. Uzun zamandır yediğim en güzel kalamar tavayı ve karades güveci yedim. Ustanın ellerine sağlık.

Mekan boğaz manzarasına ve Kuruçeşme Parkı'nın yeşiline hakim bir güzelliğe sahip. Kuruçeşme Migros'un iki üç mekan ilerisinde üç katlı hem kapalı alan hemde terası olan bir yer. Sunum ve lezzet harikaydı. Her şey çok taze ve lezzetliydi. Gece'nin sonuna geldiğimizde gecenin davet edeni olarak hesabı istediğimde gerçekten çok şaşırdım. Beklediğim hesabın çok altında bir hesapla karşılaştım. Unutmadan giderseniz volkanik adında ki çikolatalı ve yanında dondurmayla gelen nefis tatlılarına yer ayırmayı unutmayın:)


Mekanın sunduğu bir imkanda 30-35 kişilik özel yemekler için orta katını size ayırıp müzik imkanını da sunabiliyor olmaları. Mekanın sahibi Musa Bey, bize hizmet eden Yücel Bey ve Fahri Bey'e çok teşekkürler.

1 Ağustos 2008 Cuma

27. YAŞIMA BİR GÜN KALA!

30'a üç kala 25'i iki geçe...

2003 Baharından Beni anlatan bir yazı... 25'e üç kaladan 20'yi iki geçeden...


Hayatimin en guzel anilari cocukluguma rastlar benim ki hala cocuk oldugumu dusunursek...
Gerci yasimdan daha erken olgunlastigim soylense de, bakmak durumunda kaldigim kucuk kiz kardesimi hic kiskanmadim dersem yalan olur. Ben dokuz yasimdayken geliyor aramiza. Kivircik, sari sacli, uzum gozlu kardesim, Irem. Yil 1991. Gece karanliginda bile parlayan gozler bir tek ona aittir. Annem iki kopya getirdim dunyaya derdi hep. Bebeklikleri tipa tip benzeyen iki kiz kardesiz biz. Annemler ben dogdugumda yere goge koyamamislar bu sarisin bebegi. Tam bir agustos bebegi, isil isil. Ne de olsa ailenin ilk torunu. Uslu,sevimli bir bebek. Yemek yemek ve uykuyu o zamanlardan beri cok severim.
Dort aylikken biberonla tanismisim. Kumla’da yazliktaymisiz. Biberondaki mamayi sonuna kadar bitirdikten sonra uyumusum ama oyle uyumusum ki oldum sanmislar. Olmeyip sadece uyudugumu sitenin doktoru soylemis onlara. Zaten beni muayene ederken uyanmisim.
O zamanlar Konya’dayiz, annem ve babam bankaci. Tahmin edersiniz ki kendi kendini idare etmek zorunda olan cocuklardandim. Bir de Irem katilinca ailemize rengarenk oluverdi hayat. E bu hayatin zorluklari da yok degildi elbette. En azindan aglayan Irem’i susturmak icin Ona yemek yapmak zorunda kalirdim. Yemek de tarhana corbasi. Zaten bir bebek baska ne yiyebilir ki. Fakat Irem o gunlerde ona pisirdiklerimden olsa gerek, hala nefret eder tarhana corbasindan. Yine de su gunlerde yemek yapmaya olan duskunlugumu Irem’e borcluyum herhalde.
Benim hicbir zaman tek duze bir hayatim olmadi. En azindan yerlesik bir hayatim. Bankaci bir aileden ne beklerdiniz. Ben olsam tayin beklerdim. Konya’da baslayan bebekligim, Izmit’te ki cocukluguma buyuyerek gecti. Ilk genclik yillarimi Balikesir ve ilk goz agrim Konya aralarinda paylastilar. Sozum ona olgunlasma devri dedikleri universite cagi da geliyor catiyor artik. Kaslarini mi bilmem. Ama arada biyik altindan guldugunu de hatirlarim. Bir de ay yuzlu annecigim beni gonderirken bu kadar uzulmeseydi, gonlum daha ferah gelirdim Istanbul’a. Gerci ne dagi tasi altindi bu sehrin ne de yuregim pir pir ediyordu ilk geldigimde. Zaten boyle beklentilerim de yoktu sik sik bu bogaz kentine aile ziyaretlerinde bulundugumuzdan, buraya yabanci olmayan sansli ogrencilerdendim. Ustelik bilgisayar muhendisi olacaktim. Hem de Bahcesehir Universitesi’nde. Meslektaslarim mantikli ve analitik degerlendirme beklerdi ne de olsa benden. Fakat onlara ihanet ettigim duygusalliklarimdan da kopamam ben. Mesela Esenkent’te yalniz yasadigim evim ve penceremin onunde duran sarmasiga bagliligim.
Bazen dusunuyorum da bu ikisiyle yerlesik bir hayata gecebilirim belki. Gelecek ne getirir bilinmez ama, meslegim olan muhendislik ve icimdeki insanlarla iletisim kipirtisini kariyer cizgimde paralel yurutmek istiyorum.